Ana Sayfa | Dergi Hakkında | Yayın Kurulu | Telif Hakkı Devir Formu | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | Etik Politikalar | İletişim  
2005, Cilt 35, Sayı 1, Sayfa(lar) 025-030
[ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
Reaktif Artritli Hastalarda Chlamydia trachomatis' in Araştırılması
İsmail Tosun1, Tamer Şanlıdağ2, Sinem Akçalı2, Beril Özbakkaloğlu2
1Karabük Devlet Hastanesi Mikrobiyoloji Laboratuvarı, Zonguldak
2Celal Bayar Üniversitesi, Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, Manisa
Anahtar Kelimeler: Reaktif artrit, Chlamydia trachomatis, ELISA
Özet
Reaktif artrit genellikle 18-60 yaş arası erkeklerde, vücuttaki başka bir odaktan kaynaklanan infeksiyonun ardından gözlenen ve sinoviyal sıvıda çoğunlukla mikroorganizmanın üretilemediği akut, nonsupuratif bir oligoartrittir. Bu hastalığa en sık gastrointestinal ve ürogenital infeksiyonlarda rol alan Salmonella, Shigella, Yersinia ve Chlamydia trachomatis gibi mikroorganizmalar neden olmaktadırlar. Bu çalışmada klinik olarak reaktif artrit ön tanısı almış 32 hasta ve 29 kontrol grubundan alınan eklem sıvılarında C. trachomatis Ag ve serumlarında C. trachomatis IgG ve IgM antikorları EIA yöntemiyle araştırılmıştır. Hasta grubundaki 4 kişide (%12.5) C. trachomatis Ag, 22 kişide (%68.8) C. trachomatis IgG ve 12 kişide de (%37.5) C. trachomatis IgM antikorları pozitif olarak bulunmuştur. Kontrol grubunda ise C. trachomatis Ag pozitifliği saptanmazken, 1 kişide (%3.4) C. trachomatis IgM ve 17 kişide (%58.6) C. trachomatis IgG pozitifliği bulunmuştur. İstatistiksel değerlendirmelerde frekans analizleri, independent sample T test, Pearson X2 testi ve Fisher's X2 testi kullanılmıştır. Sonuç olarak C. trachomatis Ag ve C. trachomatis IgM pozitifliği ile Re Aarasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişkinin varlığı gözlenmiş ve reaktif artrit etiyolojisinde C. trachomatis' in önemli bir ajan olduğu, ancak bu etkenin reaktif artrit olgularındaki rolünün tam olarak ortaya konması için daha fazla sayıda örneğin moleküler yöntemlerle araştırılmasına yönelik çalışmalara ihtiyaç olduğu sonucuna varılmıştır.
  • Başa Dön
  • Özet
  • [ Başa Dön ] [ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
    Ana Sayfa | Dergi Hakkında | Yayın Kurulu | Telif Hakkı Devir Formu | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | Etik Politikalar | İletişim