2018, Cilt 48, Sayı 2, Sayfa(lar) 117-124 |
[ Özet ]
[ PDF ]
[ Benzer Makaleler ]
[ Yazara E-Posta ]
[ Editöre
E-Posta ]
|
Akciğer Tüberkülozu Olan 232 Yeni Olgunun Retrospektif Olarak Değerlendirilmesi |
Pınar ETİZ1, Ali Tanju ALTINSU2 |
1Çukurova Üniversitesi, Abdi Sütcü Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu, Adana 2Adana Valiliği Halk Sağlığı Müdürlüğü, Bulaşıcı Hastalık Kontrol Programları Şube Müdürlüğü, Adana |
Anahtar Kelimeler: Akciğer tüberkülozu, ilaç direnci, tedavi sonuçları, yeni olgu |
Özet |
Amaç: Tüberküloz, dünya genelinde ve ülkemizde önemli
bir sağlık sorunudur ve kontrol çalışmaları devam
etmektedir. Verem savaş dispanserlerine ait kayıtlar,
ülkemizdeki tüberküloz oranlarını göstermede önemli yer
tutmaktadır. Bu amaçla çalışmamızda Adana İli Verem
Savaşı dispanserlerine kayıtlı akciğer tüberküloz tanısı ile
takip tedavisi yapılan yeni olguların özellikleri
incelenmiştir.
Gereç ve Yöntem: Çalışmamızda 2013 yılında Adana İli
Verem Savaşı dispanserlerine kayıtlı akciğer tüberküloz
tanısı alan yeni olgu hastaların dosyaları demografik
özellikler, tanı, tanı yöntemi ve tedavi sonuçları yönünden
retrospektif olarak değerlendirilmiştir.
Bulgular: Kayıtlar incelendiğinde, 2013 yılında 232 yeni
tüberküloz olgusu belirlenmiştir. Akciğer tüberküloz tanılı
olguların 18inde (%7.7) akciğer tüberkülozuna ilave
olarak akciğer dışı tüberküloz birlikteliği de gözlenmiştir.
Olguların %63.7si yaymada aside dirençli basil (ARB)
pozitif, %24.5i ise ARB negatif olup, %11.6 olguda yayma
yapılmamıştır. Tedavi sonuçlarına göre 148 ARB pozitif
olgunun 95inde kür sağlanmıştır. Olguların 123ünde
(%67.5) kültürde Mycobacterium tuberculosis kompleksi
üremesi pozitif olarak belirlenmiştir. Üreme belirlenen
olguların yalnızca 111inde izoniazid, rifampisin,
streptomisin ve ethambutol direnci araştırılmış ve sırasıyla
bu ilaçlara %13.5, %1.8, %8.1 ve %2.7 oranlarında direnç
belirlenmiştir. Çok ilaca dirençli tüberküloz oranı %1.8
bulunmuştur.
Sonuç: Kurumlar arası iş birliğinin arttırılması ve
hastaların ilgili verem savaş dispanserine bildirilmesine
özen gösterilmesi gerekmektedir. Doğru tedavi için, direnç
paternlerinin izlenmesi, uygulanacak tedavi protokollerinin
belirlenmesinde ve uzun vadede direnç gelişiminin
önlenmesinde yararlı olacaktır. Çalışmamızın sonuçlarının
bölgenin direnç durumunu yansıtması, tedavi sonuçlarını
ortaya koyması ve daha kapsamlı incelemeler için yol
gösterici olması açısından önemli olduğunu
düşünmekteyiz. |
Başa Dön
Özet
|
[ Başa Dön ]
[ Özet ]
[ PDF ]
[ Benzer Makaleler ]
[ Yazara E-Posta ]
[ Editöre
E-Posta ]
|